BİR TATBİKATTAN NOTLAR

Acil durumlarda nelerle karşılaşır ve nasıl müdahalede bulunabiliriz? Nereye, nasıl kaçabiliriz? Acil durumlarada nelerden kaçınmalıyız? gibi sorulara yanıt bulmak amacıyla işletmelerimizden birinde yaptığımız bir tatbikatı ve gözlemlerimizi paylaşmak istiyorum.

Deprem Kaynaklı Yangın ve Tahliye Tatbikatı

Tatbikatımız deprem kaynaklı yangın ve tahliye tatbikatı olarak senaryolandırıldı. Senaryo gereği binayı sallama imkanımız olmadığı için yaklaşık 1 dakikalık bir deprem anonsu yapıldı ve bu anonsta çalışanlara deprem anındaki davranışları hakkında kısa bir bilgilendirme yapıldı. Anons sonrasında siren sesi ile birlikte bina tahliye senaryosu devreye girdi.

İşin Sürekliliği Yaşamın Sürekliliğinin Önüne Geçmesin

Senaryonun devreye girmesiyle çalışanların hızlıca acil durum toplanma bölgesine gidecekleri beklentisi içerisindeydik ama sonlandırılmamış telefon görüşmeleri, noktası konulmamış raporlar, yarım kalmış mailler, dolapta duran mont, ceket ve çantaların alınması gibi sebeplerden dolayı bu beklentimizde çok gerilerde kalındığını söyleyebilirim. Çünkü malesef özellikle beyaz yaka olarak tanımlanan çalışan profili için "işin sürekliliği yaşamın sürekliliğinin çok daha önüne geçiyor." Çalışma ortamlarında çok büyük risklerle karşı karşıya kalmadıkları için, iş sağlığın ve güvenliği konusundaki algı ve bilinç seviyeleri, bu çalışanların eğitim seviyeleri de göz önüne alındığında beklenmedik şekilde düşük.

Sayın beyaz yaka, keşke bizlerin set ettiği ve sizlere sık sık invitation attığımız İSG educationlarının da must'larınız arasına alıp gerekli önemi gösterseniz. Plazaca'm nasıl ama :)

Arama Kurtarma Ekibinin Etkinliği

Sadece çalışanların tahliyesinde değil, ekiplerin yeterliliği ve etkinliği konusunda da bazı aksaklıklar yaşandı. Ekiplerimizde yaşanan genel aksaklıkları şöyle özetleyebiliriz:

Tahliye ekibinin sadece kendi tahliyesini yaptığı görüldü, ki pek çok işletmede aynı sorunla karşılaşıyoruz. Bu ekibin sadece kendi tahliyesini yapmış olması senaryo gereği tesisin farklı yerlerine konumlandırılan yaralıların da tespitinin yapılamaması ve bu sebeple tahliye işleminin 17 dakika kadar sürmesine sebep oldu. Özellikle boş toplantı odalarından birinde konumlandırdığımız ve üzerine cisim düşmesi nedeniyle hareket edemeyen yaralımızın bulunanmamış olması gerçek bir acil durumda çok daha vahim durumlarla karşılaşabileceğimiz konsunda bizlerde tedirginlik yarattı. Bu süreci yaralı arkadaşımız şöyle aktarıyor:

Bu arkadaşımız rolünü o kadar güzel oynadı ki, biraz geç de olsa en gerçekçi tahliye bu arkadaşımıza yapıldı, çünkü tahliye eden ekibin üyeleri de kendilerini bu oyuna kaptırdılar.

Kontrollü Yangına Müdahale

Söndürme ekibinin bina çıkışı ve toplanma bölgesine çok yakın olarak çıkartılmış kontrollü tava yangınına müdahale etmek yerine yanından geçip gittiğini, yalnızca bir çalışanın elinde yangın tüpüyle yangın bölgesine geldiği ve müdahale etmeye çalıştığını fakat yangının çoktan kendi kendine sönmüş olduğunu gördük.

Profesyonel güvenlik görevlilerinden oluşan koruma ekibi kendi görevleri dışında, arama kurtarma ve tahliye görevlerini de üstlenmek zorunda kaldıkları için bir süre sonra toplanma bölgesinin güvenliği konusunda kontrollerini kaybettiler.

İşyerinde işyeri hekimi, işyeri hemşiresi ve kalabalık bir paramedik ekibi bulunduğu için ilkyardım ve ilk müdahale konsunda herhangi bir eksikler görülmedi ve işyeri hekiminin yönlerdirmeleri ile ilkyardım ekibi etkin bir müdahale gerçekleştirdi.

Neyi Farklı Yapmalıyız?

Her ne kadar ekip üyeleri teorik ve pratik eğitimler almış olsalar da, yaşanan aksaklıkların temel sebebi, toplum olarak acil durum farkındalığımızın çok düşük olması. Sadece işyerlerinde değil, otellerde, AVM'lerde, sinema, tiyatro ve konser salonlarında hatta evimizde bile bir acil durumla karşılaştığımızda nereye kaçabiliriz veya ne yapabilir sorularını kendimize çoğu zaman sormuyoruz. Bu farkındalığı arttırmak için biz iş güvenliği uzmanlarına düşen en önemli görev; tüm çalışanlara temel güvenlik, acil durum güvenliği ve iş güvenliği konularında sık sık hatırlatma ve bilgilendirmeler yaparak bir isg bilinci oluşturmaktır. Tabi bunu için işverenlerin de tam desteğini arkamıza almamız gerekiyor.