KARANTİNANIN PSİKOLOJİK ETKİLERİ

İş sağlığı konuları kapsamında giren en önemli konulardan biri çalışan psikolojisi. Bu yazısında psikolog Abdullah Kahraman Corona Salgınının psikolojik etkilerini değerlendirdi.

Yüksekte çalışmalarda iş sağlığı ve güvenliği

Yazan: Psikolog Abdullah Kahraman

Tarih: 01/04/2019

Geçtiğimiz yılın sonunda Çin’de rastlanan ve hızlı bir biçimde yayılarak dünyanın çeşitli ülkelerinde görülmeye başlayan Corona (nCov-2019/SARS-Cov-2) isimli virüs, yayılma hızı ve yıkıcılığı nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “pandemi” olarak ilan edildi ve bu salgın, birçok ülke tarafından biyolojik afet olarak ele alınmaya başlandı. Biyolojik afet tanımını oluşturan salgın, bir bölgede görülen enfeksiyon hastalıklarının miktar olarak anormal bir biçimde artış göstermesi anlamında gelmektedir (AFAD). Diğer afet durumlarında olduğu gibi biyolojik afetlerde de kişiler, en beklendik ve yaygın psikolojik reaksiyonlardan biri olan kaygı/endişe tepkisi verirler.

İllüstrasyon: Deana Sobel Lederman

Koronavirüs salgınının Çin’de yoğunlaştığı zaman diliminde 1210 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen bir araştırma da bu bilgiyi desteklemektedir. Wang ve arkadaşları (2020), katılımcıların %36.7’sinin kaygı ve stres semptomları yaşadığını; bunun yanı sıra azımsanmayacak oranda katılımcının da depresif semptomlar bildirdiğini raporlamışlardır. Çalışmanın önemli bir diğer bulgusu ise hastalık hakkında düşük bilgi sahibi olanların ve kas ağrısı, baş dönmesi, burun akıntısı gibi fiziksel belirtilere sahip olan kişilerin psikolojik semptomlarının daha şiddetli olduğuna dairdir. Söz konusu kaygı ve stres belirtilerinin oluşmasına aracılık eden unsurlara bakıldığında ilk sırada, kişilerin, hastalığın kendilerine veya yakınlarına bulaşacağına dair korkularının olduğu görülmektedir. Milenyum ile birlikte dünyanın karşılaştığı SARS, MERS veya Ebola gibi diğer biyolojik afetlerden farklı olarak koronavirüsün yayılma hızı göz önüne alındığında kişilerin bulaşmaya dair kaygılarının olağan olduğu düşünülebilir. Fakat bu noktada kaygının gerçekçi olup olmadığına dair bir değerlendirme oldukça önemli olmaktadır. Güvenilir kurumlar aracılığıyla edinilen bilgiler ışığında gerekli önlemlerin alınmasına ve risk ile doğru orantılı olarak sosyal izolasyonun sağlanmasına rağmen ortaya çıkan şiddetli kaygı, kişinin duygu düzenleme becerilerine zarar verirken ileri safhalarda öfke, saldırganlık, suçluluk ve depresif duygulanımlara yol açabilmektedir.

Virüs bulaşmasına dair kaygının belirli bir düzeye kadar sağlıklı ve hatta gerekli olduğu fikrini akıllarda tutarak; şiddetli kaygı ile baş etmenin en etkili yolu, gerçekçi değerlendirmeler yapmayı kolaylaştıracak bilgiler edinmektir. Zira diğer afetlerde olduğu gibi biyolojik afetlerde de bilgiler, sosyal medya mecralarında, çoğunlukla teyit edilmeden yayılmakta ve deyim yerindeyse kaygı canavarını beslemektedir (Garfin, Silver ve Holman, 2020). Qiu ve arkadaşlarının (2020) 52.730 Çinli ile yaptıkları tarama çalışması, kaygı ve stres belirtilerin en yüksek olduğu iki grubun 18-30 yaş ve 60+ yaş grubu olduğunu ifade etmektedir. Araştırmacılar, 18-30 yaş grubunun yoğun kaygı yaşaması ile sosyal medya kullanım oranlarının ve dolayısıyla konfirme edilmemiş bilgilere maruz kalma ihtimalinin yüksek olması arasında bir ilişki olabileceğini ifade etmişlerdir.

Sonuç olarak, kaygı, korku ve stres tepkilerinin afet durumlarında oldukça beklenir duygular olduğu akılda tutulmalıdır. Yoğun kaygı anlarında kişilerin bedenlerine eskiye oranla daha çok odaklandıkları ve bu durumun doğal bir süreç olduğu bilinmektedir. Fakat bahsedilen bedensel belirtilerin yanlış yorumlanarak bir tehlike/bulaş alarmı olarak değerlendirilmesi yoğun bir kaygı atağını tetikleyebilmektedir. Koronavirüs salgınında ve diğer biyolojik afetlerde oldukça sık görülen bu şiddetleri kaygı ataklarıyla baş etmenin en etkili yolu doğrulanmış bilgileri edinmektir. Doğrulanmamış kaynaklardan edinilen bilgiler kişide panik hali yaratabilmekte ve panik halindeyken kişinin girişeceği işlevsiz güvenlik davranışları, hastalığı kapma veya hastalığı başkalarına bulaştırma riski doğurabilmektedir. Güvenilir kuruluşların önerdiği önlemleri almış olmanıza rağmen yoğun kaygı atakları yaşıyorsanız ve denemenize rağmen kaygınızı yatıştırmakta güçlük çekiyorsanız bir uzmandan yardım almanız uygun olacaktır. Dünya Sağlık Örgütü, sözü edilen kaygılı ruh halini arkadaşlar/aile yakınları ile paylaşmayı, onlardan destek talep etmeyi ve online olarak psikolojik destek hizmeti veren uzmanlar ile iletişime geçmeyi önermektedir. Bu öneri doğrultusunda başta virüsün doğduğu ülke olan Çin olmak üzere birçok ülke online psikolojik danışmanlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması için girişimlerde bulunmaktadır (Duan ve ark., 2020). Ayrıca literatürde online psikolojik danışmanın etkililiğine dair birçok çalışma bulunmaktadır (Örn. Ruwaard ve ark., 2012).

Karantina ve sosyal izolasyon sürecinde psikolojik faktörler

Koronavirüs salgınına yönelik olarak uluslararası kuruluşların alarm seviyesine gelmesiyle birlikte ülkeler çeşitli önlemler alarak virüsün yayılmasını önlemeyi amaçladılar. Bu amaç doğrultusunda farklılaşan uygulamalara rastlansa da çoğu ülkede eğitime ara verilerek virüsün en kolay yayılım gösterdiği kalabalık alanlar sınırlandırdı hatta zorunlu izolasyon ve karantina uygulamalarına gidildi. Afet sözlüğüne göre izolasyon, enfekte olmuş kişileri ve temas ettikleri nesneleri önlem amacıyla ayırmak anlamına gelirken karantina ise hasta olan veya olmayan kişilerin enfeksiyon riskinden korunmaları için faaliyetlerinin sınırlandırılması anlamına gelmektedir. İki kavram arasındaki fark karantinanın bir kontrol ve önleme girişimi olmasıdır. Coomes ve çalışma arkadaşları (2020), yeni koronavirüsün dahil olduğu familyadan olan SARS salgınından sonra olduğu gibi şu anki salgında da karantinada bulunan kişilerin travmatik stres tepkileri gösterebileceklerini öne sürmektedir. Farklı coğrafyalarda son 20 yılda uygulanan karantinaların ruhsal etkilerini araştıran çalışmaların ele alındığı meta-analiz çalışmaları, karantina sürecinin kişilerde travmatik stres, kaygı, depresyon, öfke ve uyku bozuklukları gibi psikolojik sorunlara neden olabileceğini göstermektedir (Brooks ve ark., 2020; Hossain ve ark., 2020). Karantina ve sosyal izolasyon süreçlerinin ardından kişilerle yapılan bir diğer araştırma, süreç sona erdiğinde kişilerin topluma yeniden katılmakta zorluk yaşadıklarını ve toplumsal anlamda damgalanma algıladıklarını ifade etmektedir. Literatür incelendiğinde karantina ve sosyal izolasyon süreçlerinde kaygı ya da diğer ruhsal sorunların oluşmasına neden olan faktörler aşağıdaki gibi sıralanabileceği görülmektedir.

Karantinanın Süresi

Araştırmalar, karantina süresinin uzaması ile ruhsal sorunlar arasında önemli bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. 10 günden daha uzun süren karantina süreçleri ile 10 günden daha az süren karantina süreçlerini kıyaslayan bir araştırma görece kısa süren karantinaların daha az ruhsal soruna sebebiyet verdiğini göstermiştir (Hawryluck ve ark., 2004).

Enfeksiyon Korkusu:

Her ne kadar sosyal olarak izole bir halde olsa dahi kişiler, hastalığı kapabileceklerini ve yakınlarına bu hastalığı bulaştırabileceklerine dair endişe ve suçluluk hissedebilirler. Yapılan araştırmalar, hamile kadınların ve kronik rahatsızlığı olan kişilerin en kaygılı gruplardan olduğunu ifade etmektedir. Covid-19 hastalığına neden olan virüsün hangi yollar ile bulaşabileceğine dair yapılan bir araştırma virüsün temas ile bulaşma riskinin güçlü olduğunu; aynı zamanda plastik, çelik ve bakır gibi yüzeylerde daha uzun süre yaşayabildiğini göstermektedir (Doremalen ve ark., 2020). Dünya Sağlık Örgütü’nün virüsün yayılmasını engellemek için önerdiği tedbirler, ellerin (karantina dışındaki kişi veya yüzeyler ile temasın ardından) sabunlanarak bir süre yıkanmasını (veya) alkol bazlı jeller ile hijyenin sağlanmasını, öksürme/hapşırma esnasında tek kullanımlık peçete kullanılmasını (veya) dirsek içinin kullanılmasını ve son olarak yüksek ateş, öksürük ve nefes darlığı durumlarında sağlık ekiplerinin aranmasını önermektedir. Belirtilen hijyen ve sağlık önerilerinin uygulandığı durumlarda virüsün bulaşma riskinin oldukça düşük olduğu bilinmektedir.

Engellenme ve Bıkkınlık

Karantina süreçlerinin doğası gereği kişilerin rutinlerinden vazgeçmeleri gerekmekte ve bu durum karantina süresi uzadıkça sıkkınlık, huzursuzluk gibi ruhsal süreçleri tetikleyebilmektedir. Bu noktada kişilere, olumsuz duygular ile tek başlarına baş etmek yerine bu deneyimlerini yakınları ile konuşmalarını önerilmektedir. Son günlerde sosyal medya platformlarında başlayan #challange benzeri kitap okuma veya geçmişteki olumlu anıları anımsamayı teşvik edici etkinliklerin rahatlatıcı olacağını söylemek mümkündür. Zhou ve arkadaşlarının 2012 yılında yaptıkları bir araştırma, nostaljinin, yani geçmişteki keyif verici anıların hatırlanmasının hem psikolojik hem de fizyolojik rahatlamayı sağladığını göstermiştir. Son olarak karantina süresince bedensel kondisyonu ve bağışıklık sistemini korumak açısından sportif faaliyetlerde bulunmak önemli görünmektedir.

Yetersiz Bilgilendirilme

Salgın hastalığın boyutu, yetkililer tarafından alınan önlemlerin niteliği ve kriz yönetim organizasyonlarına dair eksik ve/veya hatalı bilgilendirme, karantina altındaki kişileri güvensizliğe gark ederek korku ve kaygının oluşmasına sebebiyet verebilmektedir. Hastalığın görüngüleri ve olası sonuçları hakkında yetersiz bilgilendirilmek de kişilerde kaygı ve korkuya neden olabilmekte; ilişkisiz bedensel belirtiler salgın ile yorumlanabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, +41 79 893 18 92 numaralı What’s App hattı aracılığıyla hastalığa ilişkin bilgileri güncel olarak talep edenler ile paylaşmaktadır. Salgın ile ilgili haberlere yoğun bir dozda maruz kalmanın kaygıyı artırabileceği düşünüldüğünden kişilerin gün içerisinde en fazla 2-3 defa salgın hastalık ile ilgili gelişmeleri/haberleri/duyuruları kontrol etmeleri önerilmektedir.

Araştırmacılar, karantina ve sosyal izolasyon süreçlerinde yukarıda sıralanan nedenlerden kaynaklı olarak ortaya çıkan ruhsal sıkıntıların doğal tepkiler olduğunu ifade etmekle birlikte afet sona erdikten sonra 1., 3. ve 6. aylarda yapılan izlemlerde aktarılan olumsuz ruh sağlığı belirtilerinin ortadan kalktığını belirtmektedirler. Fakat karantina sürecinde özel destek gerektiren bazı kişilerin olduğu unutulmamalıdır. Halihazırda bir psikolojik rahatsızlığa sahip olanlar, hamileler ve yaşlılar bu gruplar arasında sayılabilir. Sosyal mesafeyi koruyarak bu kişiler ile dayanışmanın, onların karantina sürecini daha rahat atlatabilmeleri için faydalı olacaktır.

Kaynaklar:
  1. Brooks, S. K., Webster, R. K., Smith, L. E., Woodland, L., Wessely, S., Greenberg, N., & Rubin, G. J. (2020). The psychological impact of quarantine and how to reduce it: rapid review of the evidence. The Lancet.
  2. Coomes, E. A., Leis, J. A., & Gold, W. L. (2020). Quarantine. CMAJ. doi: https://doi.org/10.1503/cmaj.200393
  3. Duan, L., & Zhu, G. (2020). Psychological interventions for people affected by the COVID-19 epidemic. The Lancet Psychiatry. https://doi.org/10.1016/S2215-0366(20)30073-0
  4. Hawryluck L, Gold WL, Robinson S, Pogorski S, Galea S, Styra R. SARS control and psychological effects of quarantine, Toronto, Canada. Emerg Infect Dis 2004; 10: 1206–12.
  5. Qiu J, Shen B, Zhao M, et alA nationwide survey of psychological distress among Chinese people in the COVID-19 epidemic: implications and policy recommendationsGeneral Psychiatry 2020;33:e100213. doi: 10.1136/gpsych-2020-100213
  6. Wang, C., Pan, R., Wan, X., Tan, Y., Xu, L., Ho, C. S., & Ho, R. C. (2020). Immediate psychological responses and associated factors during the initial stage of the 2019 coronavirus disease (COVID-19) epidemic among the general population in china. International Journal of Environmental Research and Public Health, 17(5), 1729.
  7. Zhou, X., Wildschut, T., Sedikides, C., Chen, X., & Vingerhoets, A. J. (2012). Heartwarming memories: Nostalgia maintains physiological comfort. Emotion, 12(4), 678.
  8. Hossain, M., Sultana, A., & Purohit, N. (2020). Mental health outcomes of quarantine and isolation for infection prevention: A systematic umbrella review of the global evidence. https://doi.org/10.31234/osf.io/dz5v2
  9. Garfin, D. R., Silver, R. C., & Holman, E. A. (2020). The novel coronavirus (COVID-2019) outbreak: Amplification of public health consequences by media exposure. Health Psychology. Advance online publication. http://dx.doi.org/10.1037/hea0000875
  10. Doremalen, N., Bushmaker, T., Morris, D. H., Holbrook, M. G., Gamble, A., Williamson, B. N., … & Lloyd-Smith, J. O. (2020). Aerosol and Surface Stability of SARS-CoV-2 as Compared with SARS-CoV-1. New England Journal of Medicine.
İş Güvenliği Şakaya Gelmez
Gözünüz arkada kalmasın istiyorsanız, siz de Türkiye'nin en başarılı OSGB'siyle çalışın.