Yazan: Dr. İsmail Hakkı Serin
Tarih: 08/07/2022
Tıbbi anlamda hepatit, karaciğerin iltihaplanmasıdır. Bu iltihaplanma genellikle virüs dediğimiz en küçük canlılarla olabildiği gibi (viral hepatit), nadiren diğer mikroplarla, bazen de mikroplar olmadan, örneğin uzun yıllar alkol kullanımına veya bazı toksik maddelerle karşılaşmaya bağlı olarak da gelişir. Ancak bulaşabilirliği nedeniyle en önemli hepatit grubu viral hepatitlerdir. Bunun nedeni hem en yaygın hepatit grubu olması, hem de önlenebilir olmasıdır.
Hepatitin en önemli belirtisi cilt ve göz aklarının sararması, idrarın çay rengi çıkması, bulantı, kusma, iştahsızlık ve karın ağrısıdır. Ancak hepatitler her zaman sarılık belirtisiyle seyretmez. Bu nedenle sarılığın görülmemesi hastalığı hemen ekarte ettirmez. Bu nedenlerle hem hepatit varlığı hem de eğer varsa sarılığın hepatite bağlı olup olmadığı ancak laboratuvar testleriyle ortaya konabilir.
Hepatit tanısı için pek çok laboratuvar ve radyolojik inceleme gerekmektedir.
Hepatite neden olan virüsler (A, B, C, D, E tipleri) farklılık göstermekte olup, bulaşma açısından ikiye ayrılmaktadır. Hepatit A ve E, bulaşlı yiyecek-içeceklerden bulaşabilmektedir Hepatit B, C ve D ise kan ve vücut sıvıları ile veya doğum sırasında anneden bebeğe bulaşabilmektedir. D hepatiti, B hepatitinin kardeşidir ve ancak B hepatiti varsa bulaşabilmektedir. Kan ürünlerinin nakli, kulak delinmesi, dövme yaptırılması, diş tedavisi, manikür, pedikür veya cinsel ilişki sırasında B, C ve D hepatitleri, hastaların vücut sıvılarından sağlıklı kişilere bulaşabilmektedir.
Hepatitlerin üzerinde bu kadar ısrarla durulmasının nedeni, kan ve vücut sıvıları ile bulaşan türlerinin sıklıkla kronikleşmesidir. Bu kronik hepatitlerin hepsi olmasa da bir bölümü uzun yıllar sonra siroza, bu sirozluların bir bölümü de karaciğer kanserlerine yol açabilmektedir. Karaciğer sirozu ve kanserleri kronik B, C ve D hepatitlerinin en önemli komplikasyonu olarak kabul edilir. Ancak her kronik B, C ve D hepatitinde sirozlaşma görülmez. Bazen bu virüsler hastaya bir zarar vermeden karaciğerde sessizce ve sinsice yerleşip kalabilir. Biz bu durumdaki hastalara “Taşıyıcı” denir.
DSÖ, dünyada 400 milyon hepatitli olduğunu, her yıl yaklaşık 1,5 milyon insanın hepatit nedeniyle yaşamını yitirdiğini bildirmektedir. Bu ölümlerin çoğu B ve C hepatitinin kronikleşmesi ile görülmektedir. Bu önemli, kronikleşerek siroz ve karaciğer kanserlerine yol açma riski olan hastalığın en azından B türünün aşısının olması önemli bir şanstır. İşte DSÖ, “Dünya Hepatit Günü” gibi kampanyalarla konuya dikkat çekerek;
Bu tedavilerin hem maliyeti yüksek hem de başarı oranları düşüktür. Bu konuda son yıllarda en önemli ve başarılı gelişme kronik hepatit C tedavisinde yaşanmıştır. Eskinin bu en korkulan hepatit türü için yeni, kolay, istenmeyen yan etkileri az ve başarı oranı yüksek bir tedavi ilacı geliştirilmiştir. Günde tek bir tablet alarak üç ayda hepatit C’yi tamamen ortadan kaldıran bu ilaç dünya piyasalarında kullanıma girmiştir.
Bütün bu bilgiler ışığında hepatitlerden korunma en önemli ve ucuz yol gibi durmaktadır. Bunun için yapılması gerekenler ise son derece basittir.
Herkese hepatitten uzak sağlıklı bir yaşam dileriz.
Kaynak