Lejyoner Hastalığı

Lejyoner Hastalığı

Yazan: Dr. İsmail Hakkı Serin

Tarih: 18/08/2022

Lejyoner Hastalığı İsminin Kökeni

İlk olarak, 1976’da Amerika Birleşik Devletleri’nde Philadelphia kentindeki bir otelde gerçekleştirilen “Pennsylvania American Legion” toplantısı sonrasında 180’i aşkın kişide akut solunum yolu enfeksiyonu ortaya çıkması üzerine uzun süren araştırmalardan sonra etken tanımlanmış ve hastalık “Lejyoner Hastalığı” olarak isimlendirilmiştir. Neden olan bakteriye hastalığa da ismini veren toplantıya ithafen “Legionella” ismi verilmiştir.

Belirtileri

Legionella bakterisi; grip benzeri bulgularla seyreden “Pontiac ateşi”, akciğerler enfeksiyonu ile kendini gösteren “Lejyoner hastalığı” ve akciğer dışı organları tutan “ekstrapulmoner sendrom” ismi verilen farklı tıbbi durumlara yol açabilir. Yazımızın konusu olan Lejyoner hastalığı ise, “ılımlı bir alt solunum yolu enfeksiyonundan, komaya kadar değişik ağırlıkta klinik görünümlerle” ortaya çıkabilen, ağırlıklı olarak pnömoni (zatürre) ile seyreden bir hastalıktır.

Tatlı su ortamlarında doğal olarak bulunan Legionella bakterileri insan yapımı bina su sitemlerinde çoğaldıklarında sağlık sorunu oluşturmaktadır. Bulaş, Legionella bakterisi içeren aerosol adı verilen çok küçük su damlacıklarının solunması ile olmaktadır. Bakteri içeren su damlacıkları; duş başlıklarından, lavabo musluklarından, suyun fışkırtılarak kullanıldığı donanımlardan, banyolardan, suyla temas ederek çalışan tıbbi cihazlardan, buz makinelerinden, soğutma kulelerinden, dekoratif çeşmelerden, sıcak su tankları ve ısıtıcı sistemlerden ve büyük su tesisatlarından yayılabilir.

Hastalık; toplum kökenli, seyahat kaynaklı veya sağlık kuruluşları aracılığı ile ortaya çıkabilir. Olgularının yaklaşık %70’inin toplum kökenli, yaklaşık %20’sinin seyahat ile ilişkili, yaklaşık %10’unun ise sağlık tesisi aracılığı ile bulaştığı belirtilmektedir. Toplum kökenli olgularda yaygın olarak endüstriyel soğutma sistemleri ve soğutma kuleleri suçlanmaktadır. Konaklama tesislerinde bulunan su kaynakları, havuzlar, kaplıcalar, duş başlıkları veya musluklar seyahat kaynaklı bulaşın en sık nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır.

Risk Grupları

Hastalığın sağlıklı bireylere nazaran belirli risk gruplarında daha sık görüldüğü bildirilmektedir. ABD Hastalık Kontrol Merkezi (CDC) risk gruplarını; 50 yaş ve üzeri kişiler; halen veya eskiden sigara içenler; kronik akciğer hastalığı olan kişiler (kronik obstrüktif akciğer hastalığı veya amfizem gibi); bağışıklık sistemi zayıf olan veya bağışıklık sistemini zayıflatan ilaç kullananlar (örneğin bir nakil ameliyatı veya kemoterapi sonrası); kanser hastaları; diyabet, böbrek yetmezliği veya karaciğer yetmezliği gibi altta yatan hastalıkları olan kişiler olarak tanımlamaktadır.

Artan test sayısı ve toplumsal farkındalık nedeniyle mi yoksa başka faktörlerin etkisiyle mi olduğu net olmasa da hastalık tüm dünyada bir artış göstermektedir. Amerika birleşik devletlerinde son 20 yıl içerisinde yaklaşık 9 kat artış göstermesi dikkat çekicidir. Covid-19 salgını sırasında ve sonrasında Legionella kaynaklı enfeksiyonların da artış gösterdiğine işaret eden yayınlar düşündürücüdür. Hastalığın yaygınlaştığına ve hastaların ciddi ölüm oranlarına işaret eden bu sonuçlar lejyoner hastalığının bir toplum sağlığı sorunu olduğuna işaret etmektedir.

Lejyoner Hastalığı Kontrol Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Türkiye’de “bildirimi zorunlu hastalık” olarak kabul edilen Lejyoner hastalığı 1996 yılından beri yürütülen bir program ile Sağlık Bakanlığınca takip ve kontrol edilmektedir. Lejyoner hastalığından korunma ile ilgili iş ve işlemler ise “Lejyoner Hastalığı Kontrol Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” esaslarına uygun olarak yürütülmektedir.

Söz konusu yönetmeliğe göre merkezi soğutma, ısıtma ve havalandırma sistemi kullanılan ve/veya tüm yataklı sağlık kurum ve kuruluşlarında, suyun bulunduğu ve kullanıldığı halkın kullanımına açık ortak rekreasyon alanlarında (Oteller, moteller, tatil köyleri, misafirhaneler gibi turistik konaklama birimleri, kaplıcalar, rehabilitasyon merkezleri, huzurevleri, bakımevleri, konaklamalı gemiler, büyük alışveriş merkezleri) ve suyun kullanıldığı endüstriyel havalandırma sistemlerinin ve/veya soğutma makinelerinin kullanıldığı iş merkezleri ve işyerlerinde Legionella hastalığından korunmak için önlemler alınmalıdır. Legionella hastalığı için durağan ve üremeyi kolaylaştıracak sıcaklıktaki su önemli bir risk kaynağıdır. Sıcak, durgun, tortu içeren ve uygun ph’daki sular biyofilim tabakası oluşumunu ve bakteri üremesini kolaylaştırmaktadır.

Seyahat sağlığı ve turizm üzerine muhtemel olumsuz etkileri nedeniyle konaklamalı tesisler ilk akla gelen bulaş yerleri olarak öne çıkmaktadır. Konaklama tesislerinde ve yataklı sağlık kuruluşlarında; sıcak ve soğuk su kullanımı için kullanılan musluklar, duş başlıkları gibi alanlarda kalıntı oluşmasını ve bakteri üremesini engellemek için suyun sıcaklığının 60oC ve üzerinde olması gerektiği bilinmektedir. Kullanılmayan su içeren sistemlerin tekrar kullanılmaya başlamadan önce tortu temizliği ve dezenfeksiyonunun yapılması önerilmektedir. Musluklardan, duş başlıklarından, su depolarından, su tanklarından, soğutma kulelerinden, dekoratif çeşmelerden, jakuzi ya da kaplıca havuzlarından düzenli olarak su ve sürüntü örnekleri alınarak üreme olmadığının kontrolü önerilmektedir..

Etrafa küçük su damlacıkları yayan cihazların kullanıldığı işyerleri, fıskiyeler ve havuz sistemleri diğer mikroorganizmalara ve Legionella bakterisine ev sahipliği yapma şanssızlığı açısından önemli riskler içermektedir. Buralarda su temizliği, klorlama ve tesis bakımı ihmal edilmemelidir.

Yataklı sağlık kuruluşları birden fazla nedenle lejyoner hastalığı açısından özellik arz etmektedir. Yüksek riskli bireylerin başka nedenle hastanede yatarken lejyoner hastalığına yakalanmasının mümkün olmasının yanı sıra sağlık tesisleri havalandırma ve su sistemlerinin söz konusu bulaş açısından taşıdığı yüksek risk en önemli konular olarak sayılabilir. Yaşlı bakımevleri, çok sayıda yüksek riskli birey bulunması nedeniyle özellikle riskli tesisler olarak kabul edilmektedir. Buralarda su sistemlerinden ve su bulunduran cihazların su haznelerinden alınacak örneklerin kontrolü yol gösterici olacaktır.

Havalandırma ve soğutma sistemlerinde su kullanan sistemler, önemli bir risk kaynağı olarak öne çıkmaktadır. Mekanik havalandırma uygulanan iş yerleri ve alışveriş merkezleri ile soğutma kulesi kullanan endüstriyel havalandırma sistemleri bu gruptadır. Su içeren söz konusu sistemler içerdikleri geniş ıslak yüzeyler ve soğutma suyunda bulunan organik ve inorganik maddeler nedeni ile Legionella bakterilerinin gelişimi için ideal alanlardır. Bir Lejyoner hastalığı salgını sonrasında yapılan çalışma; kulelerden çıkan aerosol denilen küçük damlacıkların Lejyoner hastalığı etkeni olan bakterileri ve diğer mikroorganizmaları 6 km’den fazla mesafeye taşıyabileceğine işaret etmiştir. Ekim 2014’te Portekiz’de ortaya çıkan salgında, bir gübre fabrikasının soğutma kulesi muhtemel enfeksiyon kaynağı olarak gösterilmiş; biri bakım görevlisi olmak üzere 334 kişide Lejyoner hastalığı tespit edilmiş, 10 kişinin öldüğü belirlenmiştir. Dünya çapında kaydedilmiş 35 büyük salgından 15’inde kaynağın soğutma kulesi olduğu ve bu salgınlarda yüzlerce ölümün gerçekleştiği bilinmektedir. Bu sonuçlar endüstriyel soğutma sistemlerinin bakım, kontrol ve dezenfeksiyonunun çalışan sağlığının ötesinde önemini göstermesi açısından dikkat çekicidir. Lejyoner hastalığı kaynaklı büyük salgınlarda rolü olduğu bilinen endüstriyel soğutma sistemleri ve su kullanan soğutma kulelerinde yapılacak işlemler ile ilgili bir yasal düzenleme mevcut değildir. Bu konuda alınacak önlemelerde uluslararası rehberler yol gösterici olabilir. ,

Her türlü önleme rağmen su içeren tüm sistemlerin Lejyoner hastalığı için risk taşıdığı hatırlanarak; aralıklı olarak binaların ve ekipmanların su sistemlerinin etkin bir şekilde dezenfeksiyonu, biyofilim, organik kalıntı ve korozyonu önlemek amacıyla tesis bakımı yapılarak Legionella bakterisinin çoğalmasının önüne geçilebileceği unutulmamalıdır.



KAYNAKÇA

İş Güvenliği Şakaya Gelmez
Gözünüz arkada kalmasın istiyorsanız,siz de Türkiye'nin en başarılı OSGB'siyle çalışın.