Yazan: Oktay Coşun
Tarih: 14/09/2021
31 Aralık 2019’da Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Çin Ülke Ofisi, Çin’in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde etiyolojisi bilinmeyen pnömoni vakalarını bildirmiştir. 7 Ocak 2020’de etken daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir koronavirüs (2019- nCoV) olarak tanımlanmıştır. Daha sonra 2019-nCoV hastalığının adı COVID-19 olarak kabul edilmiş, virüs SARS CoV’e yakın benzerliğinden dolayı SARS-CoV-2 olarak isimlendirilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü, COVID-19 salgınını 30 Ocak’ta “uluslararası boyutta halk sağlığı acil durumu” olarak sınıflandırmış, ilk salgının başladığı Çin dışında 113 ülkede COVID-19 vakalarının görülmesi, virüsün yayılımı ve şiddeti nedeniyle 11 Mart’ta küresel salgın (pandemi) olarak tanımlamıştır. Ülkemizde ilk COVID-19 vakası 11 Mart’ta görülmüştür.
Enfeksiyon zinciri kaynak, bulaşma yolu ve duyarlı kişilerden oluşmaktadır.
Kaynak SARS-CoV-2’nin rezervuarı hala araştırılmaktadır. COVID-19 için mevcut tüm kanıtlar, SARS-CoV-2’nin zoonotik bir kaynağı olduğunu düşündürmektedir. İnsandan insana bulaş özelliği kazanması nedeniyle COVID-19’da kaynak semptomatik/asemptomatik COVID-19 pozitif kişilerdir.
Hastalık esas olarak damlacık yoluyla bulaşmaktadır. Ayrıca hasta bireylerin öksürme, hapşırma yoluyla ortaya saçtıkları damlacıklara diğer kişilerin elleri ile temas etmesi sonrasında ellerini ağız, burun veya göz mukozasına götürmesi ve temas etmesi ile bulaşmaktadır.
Asemptomatik kişilerin solunum yolu salgılarında da virüs tespit edilebildiğinden bu kişiler bulaştırıcı olabilmektedir. Genel olarak inkubasyon süresi 2-14 gün arasında değişmektedir. COVID-19’un bulaştırıcılık süresi kesin olarak bilinmemektedir. Semptomatik dönemden 1-2 gün önce başladığı düşünülmektedir.
Viral saçılım semptomlarının başlamasından 1-2 gün önce başlamakta ve boğaz sürüntülerinde semptomların ortaya çıkış döneminde viral yük doruğa çıkmakta ilk yedi gün içersinde hızla düşmekle birlikte ikinci haftanın ötesine uzayabilmektedir. Bazı çalışmalarda semptomatik ve asemptomatik/minimal semptomatik hastalarda viral yüklerin benzer bulunması asemptomatik kişilerin de bulaşmada rollerinin olduğuna işaret etmektedir. Öte yandan ağır vakalarda viral yükün daha yüksek olduğuna bildiren çalışmalar da mevcuttur. Yaşlılarda viral yük daha fazladır. Viral yük hastalık şiddeti ve prognozu açısından önemli bir belirteçtir. Viral yükün ağır olgularda hafif olgulardan 60 kat fazla olduğu gösterilmiştir. Bulaşta sadece virüsün aktivitesinin devam etmesi değil, temasın süresinin de önemli olduğu unutulmamalıdır.
COVID-19’da toplumun tümü duyarlıdır. Sağlık çalışanları etkenle karşılaşma yönünden en riskli meslek grubudur. Erkekler, 50 yaşın üstünde olan kişiler, komorbiditesi (Hipertansiyon, Kalp Hastalığı, Diyabet, Malignite, KOAH, Böbrek Hastalığı vb.) olan kişiler, mevsimlik tarım işçileri ile bakım ve rehabilitasyon merkezleri, okullar, kışlalar, ceza ve tevkif evleri ve göçmen kamplarında yaşayanlar COVID-19 açısından hassas gruplardır.
COVID-19 belirtileri COVID-19'a neden olan SARS-CoV-2 enfeksiyonu, hafif ila şiddetli arasında değişen hastalıklara neden olabilir ve bazı durumlarda ölümcül olabilir. Semptomlar tipik olarak ateş, öksürük ve nefes darlığı içerir. Virüs bulaşmış bazı insanlar diğer solunum dışı semptomlar yaşadıklarını bildirmiştir. Asemptomatik vakalar olarak adlandırılan diğer kişilerde hiç semptom görülmemiştir. CDC'ye göre, COVID-19 semptomları maruziyetten 2 gün veya 14 gün sonra ortaya çıkabilir.
Bu virüs grubuna bağlı virüsler, genellikle soğuk algınlığına benzer şekilde, hafif ve orta derecede üst solunum yolu hastalığı olan insanları hasta edebilir.
Pandemi sürecinde yapılan çalışmaların sonucunda COVID-19’un doğal seyrine ilişkin bilgilere yenileri eklenmektedir. Enfeksiyonun yaygın belirtileri solunum semptomları, ateş, öksürük ve dispnedir. Başağrısı, boğaz ağrısı, burun akıntısı, kas ve eklem ağrıları, aşırı halsizlik, yeni ortaya çıkan koku ve tat alma duyusu kaybı, ishal gibi belirtiler de görülebilmektedir. Hastalık asemptomatik geçirilebilmekle birlikte, ciddi vakalarda, pnömoni, ağır akut solunum yolu enfeksiyonu, böbrek yetmezliği ve hatta ölüm gelişebilmektedir.
İlk insan COVID-19 vakaları muhtemelen enfekte hayvanlara maruz kalmayla sonuçlansa da enfekte insanlar SARS-CoV-2'yi diğer insanlara yayabilir.
Virüsün, esas olarak insandan insana yayıldığı düşünülmektedir:
Bir kişinin, üzerinde SARS-CoV-2 bulunan bir yüzeye veya nesneye dokunduktan sonra kendi ağzına, burnuna veya gözlerine dokunarak COVID-19'u elde etmesi mümkün olabilir, ancak bunun birincil virüsün yayılma şekli olduğu düşünülmemektedir.
İnsanların, en semptomatik oldukları anda (yani ateş, öksürük ve / veya nefes darlığı) en bulaşıcı oldukları düşünülmektedir.
Solunum Yoluyla Bulaşdan Genel Olarak Korunma:
Ellerinizi 15-20 saniye süreyle su ve sabunla yıkamalısınız. Su ve sabuna ulaşamadığınız yerlerde alkol içeren el antiseptikleri kullanabilirsiniz.
Ellerinizi aşağıda gösterildiği şekilde yıkayınız.
Kendinizde yukarıda sıralanan hastalık belirtileri olduğunu hissederseniz hemen bir doktora başvurmalısınız. Doktorunuz herhangi bir teste ya da tedaviye ihtiyacınızın olup olmadığına karar verecektir. Eğer hastalandıysanız veya hastalık belirtilerini gösteriyorsanız evde istirahat ediniz ve çevrenizdeki kişilerden de onlara bulaştırmamak için uzak durunuz. Eğer işte hasta hissederseniz amirinize durumu hemen bildirin.
Bulaşıcı virüs bulunan bir kişi ile temas eder ve kendinizden şüphe duymanız durumunda; İşyerinde iseniz, iş arkadaşlarınızdan uzak durmaya çalışın ve derhal işyeri hekimine başvurun. Evinizde aile bireylerinden kendinizi uzak tutmaya çalışın. Derhal bir sağlık kuruluşuna başvurun.
Sağlık otoritelerince koronavirüs salgını için geliştirilen tek etkili korunma yöntemi olarak aşılama işaret edilmektedir. T.C. Sağlık Bakanlığı COVID-19 Aşısı Ulusal Uygulama Stratejisinde; COVID-19 pandemisine yanıt vermek amacıyla Bakanlık tarafından gerçekleştirilmesi planlanan müdahalelerden biri de kitlesel COVID-19 aşılaması olduğu, hastalığa maruz kalma, hastalığı ağır geçirme ve bulaştırma riskleri ile hastalığın toplumsal yaşamın işleyişi üzerindeki olumsuz etkisi değerlendirilerek COVID-19 aşısı uygulanacak gruplar belirlenmiş olup bu gruplara sırasıyla uygulanacağı belirtilmiştir.
COVID-19 için birkaç farklı aşı türü bulunmakta ve geliştirilmektedir.
Bu aşıların tümü vücudun bağışıklık sistemine COVID-19’a neden olan virüsü güvenli bir şekilde tanıtmayı ve yok etmeyi öğretecek şekilde tasarlanmıştır.
T.C. Sağlık Bakanlığı yayınlarında bugüne kadar COVID-19 aşılarına yönelik gerek yürütülen klinik çalışmalarda gerekse mevcut aşı uygulamalarında ciddi yan etkilere rastlanmadığı ve aşılama sonrasında görülen yan etkiler sıklıkla hafif olduğu bildirilmiştir.
Bu yan etkilerin; yorgunluk, baş ağrısı, ateş, titreme, kas/eklem ağrısı, kusma, ishal, aşı uygulanan bölgede ağrı, kızarıklık, şişlik gibi hafif yan etkiler olduğu, ancak nadir de olsa alerjik reaksiyonların olabileceği göz ardı edilmeden aşı uygulamasından sonra bir rahatsızlık hissedilmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması ve hekime yakın zamanda aşı olunduğu bilgisinin iletilmesi unutulmaması Sağlık Bakanlığınca vurgulanmaktadır.
Aşı sonrasında sık olarak karşılaşılabilecek durumlar ve bu hafif durumlara yönelik destekleyici yaklaşımlar şunlardır:
COVID-19 aşısı uygulamasından sonra bunların dışında aşıyla ilişkili olabileceği düşünülen bir rahatsızlık hissedilmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 02/09/2021 tarihli genel yazısı kapsamında;
İşverenlerin, işyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik risklerine yönelik koruyucu ve önleyici tedbirler hakkında tüm işçilerini bilgilendirmekle yükümlü oldukları hatırlatılmakta, işverenlerin COVID-19 aşısı tamamlanmamış işçilerini yazılı olarak ayrıca bilgilendirmesi istenmektedir.
Bilgilendirme sonrasında aşı olmayan işçilere, kesin COVID-19 tanısı konması durumunun iş ve sosyal güvenlik mevzuatı açısından olası sonuçları da işveren tarafından bu durumdaki işçilere bildirilmelidir.
COVID-19 aşısı olmayan işçilerden 6 Eylül 2021 tarihi itibariyle zorunlu olarak haftada bir kez PCR testi yaptırmaları işyeri/işveren tarafından istenebilecek, test sonuçları gerekli işlemler yapılmak üzere işyerinde kayıt altında tutulacaktır.
* T.C. Sağlık Bakanlığı, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve CDC verilerinden yararlanılmıştır.